top of page
  • Writer's pictureYancep

Son Zamanlarda Piyasalarda Neler Oluyor?

FED tutanakları, enflasyon, faiz kararları...

Son haftalarda piyasalar oldukça hareketli. Sen de zaman zaman gelişmelere uzak kaldığını hissediyor olabilirsin.


Peki olanları nasıl yorumlamalısın?


Geçtiğimiz hafta FED tutanakları yayımlandı. FED tutanakları, FED üyelerinin toplantılarda neleri tartıştığına dair bize bir pencere oluyor.


Peki piyasa neden bunları takip ediyor? Çünkü bu tutanaklarda toplantıdaki üyelerin çoğunluğunun/bir kısmının/azınlığının neler düşündüğünü ve neler tartıştığını yazılı olarak görebiliyoruz. Bu da bize FED’in gelecek toplantılarda nasıl davranabileceğine dair önemli ipuçları veriyor.


Genelde, bu tutanaklarda çoğunluk üyenin üzerinde uzlaştığı konu kısa bir süre zarfında kararlara yansıyor. Böylece FED hem piyasaya bir ipucu veriyor hem de kararların sürpriz olmasının önüne geçiyor, bu sayede bir öngörülebilirlik sağlıyor.



Öngörülebilirlik olan piyasalarda genellikle istikrarlı bir yön oluyor – yani değer kazancı veya değer kaybı gibi. Genel olarak FED’in ekonomiyi desteklediği durumlarda (örneğin koronavirüs salgını dönemi) hisse senedi fiyatları değer kazanır; FED desteğini çektiği zaman ise hisse senedi fiyatları değer kaybeder. Tarihsel olarak bu çok yüksek oranda böyle olmuştur.


Üstüne üstlük FED üyeleri son haftalarda önümüzdeki toplantıda 50 baz puanlık bir artış olacağına dair ciddi açıklamalarda bulundular. Bu durum ABD’de yükselen enflasyona karşı FED’in gerekirse daha agresif olacağına dair beklentileri güçlendirdi. Bu da piyasalarda ABD tahvil faizlerinin artmasına sebep oldu.



Şimdi Atlantik Okyanusu’nun diğer yakasına ve bizim de ekonomik olarak daha bağlı olduğumuz bir ekonomiye, Avrupa’ya bakalım. ✈️


Avrupa piyasalarında neler oluyor?


Burada durumlar biraz karışık. Avrupa Merkez Bankası (AMB), geçen hafta yaptığı toplantıda beklentilere paralel bir şekilde önümüzdeki dönemde piyasaya desteğini azaltacağını söylemiş olsa da FED gibi faizleri arttıracağının sinyalini vermedi. Hatta bundan da öte, desteğini çektikten sonra ekonominin gidişatını değerlendirip faiz artışına gideceğini belirtti. Bu aslında tarihi yüksek enflasyon yaşayan Avrupa ekonomisi için biraz sürpriz bir hamle; çünkü AMB’nin tek hedefi Avrupa’da enflasyonu düşük bir seviyede tutmak.


Fakat şu an AMB’nin uğraştığı tek sorun enflasyon değil. AMB, Ukrayna-Rusya savaşı ve bu durumun getirdiği zorluklarla hem coğrafi hem de ekonomik olarak daha fazla boğuşuyor. Dolayısıyla şu an yüksek enflasyona karşılık agresif bir faiz artışı hamlesi yapamayabilirler, çünkü bunu yaptıkları durumda savaş sebebiyle halihazırda zayıflayan ekonomi bir resesyon alarmı verebilir. Bu da aslında AMB’nin çok büyük bir hataya düştüğü kanısının ağır basmasına ve Euro’nun sert bir şekilde değer kaybetmesine yol açabilir. Hem durumu kontrol etmek isteyen hem de enflasyonu düşürmek isteyen AMB şu an için köşeye sıkışmışa benziyor. 🤯


Peki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafında ve yurtiçi piyasalarda karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?


TCMB geçtiğimiz hafta beklentilere paralel olarak faizlerde bir değişikliğe gitmedi ve faiz oranını %14 ile sabit tuttu. Enflasyon hikayesi Türkiye’de de dünyadakinden farklı değil aslında. Yükselen maliyetler dünyanın dört bir yanında enflasyona sebep olsa da yurtiçinde enflasyon %60’ın üstünde seyrediyor ve yakın zamanda bu oranın daha da yükselmesi bekleniyor. Bunun ana sebebi ise son yıllardaki döviz fiyatlarındaki yükseliş. Bir de üstüne dünyadaki ana girdi fiyatlarındaki artış eklenince enflasyon sarmalı ekonomimiz için zor bir sürece işaret ediyor. 🔁


Şu anki durum biraz kafa karışıklığına sebep olabilir. Piyasa faizleri (kredi faizi, tahvil faizleri vs.) enflasyonun oldukça altında seyrediyor. Bu da tüketiciyi kredi çekerek alım yapmaya teşvik ediyor. Hane halkı enflasyona yenilmemek için borçlanarak ihtiyaçlarını karşılamaya can atar durumda, çünkü aylık enflasyon oranları aylık kredi faizlerinden çok daha yüksek. Böylece elinde mal, gayrimenkul, finansal varlık vb. olan halk; enflasyondan düşük maliyetle borçlanarak en azından enflasyon kadar kazanıyor.


Bu durum, insanların gelecekteki taleplerini yakın vadeye çekmesine sebep oluyor. Örneğin bundan birkaç yıl sonra ev, araba gibi ihtiyaçlarını karşılamak isteyenler enflasyona uzun vadede yenileceklerini düşünerek hızlıca mal sahibi olmaya bakıyorlar. Bu durum mal ve hizmetlere olan talebi arttırarak enflasyonun daha da hızlanmasına sebep oluyor. İşte sarmal böyle devam ediyor. 📈


Böyle durumlarda “Nereye yatırım yapmalıyım?” diye sorduğunu duyabiliyoruz. Yancep uygulaması çıktığında risk algına göre oluşturulmuş portföylere herhangi bir uzmanlık gerekmeden yatırım yapabileceksin. Websitemizin anasayfasındaki alana e-posta adresini bırakarak bekleme listesine adını yazdırmayı unutma.

285 views
bottom of page